REKLAM
Koronavirüs ile ilgili en çok sorulan sorular arasında, tedavi edecek olan ilaçlar ve koruyucu aşılar var. Koronavirüs hastalığına sebep olan COVID-19, SARS (Şiddetli akut solunum sendromu) grubunun bir üyesidir. SARS, 2002-2003 senelerinde çoğu Çin’de olmak üzere 774 kişi hayatını kaybetmişti. Yeni oluşan virüsler bir önceki virüs farklı bir şekilde çoğalmaktadır. Her virüsün yayılma ve tedavi şekli farklılık gösterebilir. Dolayısıyla bundan yaklaşık üç ay önce ortaya çıkmış olan bir virüs için hazır bir ilaç tedavisi yoktur.
Hücreleri yıkıcı bir şekilde etkileyen bir virüsün ilacını bulmak aylar/yıllar sürebilir. Fakat koronavirüs dünyaya böyle bir zaman vermiyor. Dünyanın çoğunu etkilemesi ve binlece insanın ölümüne neden olurken, ilacın bulunması zaman alabilir. Bu küresel salgın, halk sağlığı ve ekonomik krizi ciddi şekilde etkiliyor.
Virüsün hücrelere nasıl saldırdığını ve etkilediğini incelemek için San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi Kantitatif Biyoloji Enstitüsü’nde (QBI) bir ekip kuruldu. Her gün yüzlerce kişinin öldüğü bugünlerde ekip, “Önceliğimiz yeni bir ilaç üretmek yerine, virüsü ortadan kaldırabilecek bir ilacın hali hazırda elimizde olup olmadığını görmek” diyor. QCRG olarak adlandırılan 22 laboratuvar ekibi, haftanın yedi günü tam anlamıyla 24 saat boyunca ve vardiyalar halinde çalışıyor.
İlaç Tedavileri İle Önlenebilir mi?

Hastalığa neden olan virüsler, insan hücreleri ile karşılaştırıldığında küçüktür ve kendi başlarına çoğalamazlar. Koronavirüs yaklaşık 30 proteine sahipken, bir insan hücresinin 20.000’den fazla proteini vardır. Virüs, insan vücudunun bu kalabalık protein grubunu aşmak için akıllıca insan vücudunu kendine çevirir. İnsan hücresine giden yollar normalde dışarıdan gelecek tehlikeye karşı kapalıdır, ancak koronavirüs bu proteinleri açar ve kişinin hücrelerine girmek için kendi proteinlerini anahtar gibi kullanır.

Virüs içeri girdiğinde, insan hücresinin normalde kendi işlevleri için kullandığı proteinlere bağlanır ve bu hücreyi kaçırarak kendisine bir koronavirüs fabrikası oluşturur. Enfekte hücreler binlerce virüs üretmek için yeniden şekillendirildikçe sağlıklı hücreler ölmeye başlar. Akciğer hücreleri ise bu duruma karşı savunmasızdır, çünkü koronavirüsün giriş için kullandığı proteini çok sayıda bulundururlar. Bir kişinin akciğer hücrelerinin ölmesi çok sayıda COVID-19 ile ilişkili solunum şikayetlerine neden olur.

Bununla mücadele etmenin iki yolu vardır. İlk olarak; ilaçlar, virüsün kendi proteinlerine saldırarak hücreye girme veya genetik materyallerini içeri girdiklerinde kopyalama gibi işleri yapmalarını önleyebilir. Şu anda COVID-19 tedavisi için klinik çalışmalarda bulunan bir ilaç bu şekilde çalışmaktadır. Bu yaklaşımla ilgili bir problem ise, virüslerin zamanla değişmesidir. Gelecekte, koronavirüs tedavisi için kullanılan ilaç, virüsün mutasyona uğraması nedeniyle işe yaramaz bir hale gelebilir. Her yıl yeni bir aşıya ihtiyaç duyulmasının nedeni de tam olarak budur.

İkici bir mücadele yolu ise; ilacın, virüse ait proteinin ihtiyaç duyduğu insan proteini ile etkileşmesini engellemektir. Bu yaklaşım, virüsün kendisini devre dışı bırakmasına neden olabilir. Tedaviye katkı sağlayacak bir ilaç bulunduğunda çalışmaya devam etmelidir, QCRG ekibinin yaklaşımı da budur.

Virüs Nasıl Çoğalıyor?

Kurulan ekibin amaçladığı ilk şey, koronavirüsün nasıl ve nerede ürediğini incelemekti. Bunu yapmak için laboratuvarda görevli bir ekip, insan hücrelerinin içinde moleküler bir geziye çıktı. Kimyasal proteinleri insan hücrelerine yerleştirerek, virüsün neler yaptığını izlediler. Sonucunda ise virüs, bir insan proteine yerleşiyordu. 2 Mart’a kadar, koronavirüsün görülmesi gereken insan proteinlerinin bir listesini oluşturdular. 

Virüsün hayatta kalmasına yardımcı olan bu moleküllerin listesini olduktan sonra, ekip üyeleri bu hedeflere bağlanabilecek ve virüsün bunları çoğaltarak yayılmasını önlemek için çalıştılar. Herhangi bir bileşik, kişinin vücudunda virüsün kopyalanmasını önleyebilirse, enfeksiyon durur. Ancak, vücuda zarar vermeden bu sürecin ilerlemesi mümkün değil.

Ekip üyelerini belirlediği bileşiklerin bileşiklerin insanlar için güvenli ve toksik olmayacağından emin olması gerekiyor. Bunu yapmanın tek yolu, yıllarca süren klinik öncesi çalışmaları ve milyonlarca dolara mal olan klinik çalışmaları içerir . Ancak bunun yanında hızlı ve ücretsiz bir yol var; geçmişte güvenlik testi yapılmış 20.000 FDA onaylı ilaçları incelemek. Belki de bu ilaç listesinde koronavirüs ile savaşabilecek bir ilaç bulunabilir.

Kimyagerler, onaylanmış ilaçları ve proteinleri, oluşturulan listedeki proteinlerle eşleştirmek için bir çalışma başlattılar.  Örneğin, eşleşmelerden biri JQ1 adı verilen bir kanser ilacı oldu. Bu ilacın virüsü nasıl etkileyebileceği tahmin edilemese de, tedaviye katkı sağlama şansı yüksek. Çeşitli testler yaparak ilacın etkili olup olmadığı araştırılacak. 13 Mart’a kadar, ilaçların virüsün üremesini engelleyip engellemediğini görmek için hücrelerde test edildi. Ekip yakında Mt. Sina ve Pasteur Enstitüsü, bu ilk 10 ilaçtan herhangi birinin COVID-19 enfeksiyonlarına karşı çalışıp çalışmadığını inceleyecek.

“İyi haber şu ki, ekip şimdiye kadar insan proteinlerini bağlayan 50 adet ilaç buldu. Virüsün ilerlemesini yavaşlatan onaylanmış bir ilaç bulursak, doktorlar hızlı bir şekilde hastaları kurtarabilirler” -California Üniversitesi, Kantitatif Biyobilimler Enstitüsü Müdürü, Prof. Nevan Krogan-

Makaleyi buradan detaylı inceleyebilirsiniz.

Kaynak:

https://www.sciencealert.com/a-treatment-for-covid-19-might-already-exist-in-old-drugs-we-just-need-to-unlock-the-right-combination

REKLAM